Sinema Sohbeti
8 Mayıs 2011 Pazar
The Doom Generation
Amy Blue ve Jordan White, liseden yeni çıkmış iki genç. İsimleri size Amerikan gençlik filmlerinden aşina olduğumuz havalı amigo kızları ve sporda başarılı, okulun gözdesi delikanlıları anımsatabilir. Ancak onlar bu tanımlamaların çok uzağında seyrediyorlar. İkisi de ilgisiz ebeveynlerin eseri, çoğu kişinin görmemeyi tercih ettiği sorunlu gençlerden. 90'ların gözde kavramlarından "X Kuşağı"na cuk oturuyorlar. Amy de Jordan da yaşadıkları hayattan son derece sıkılmışlar ve ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlar. Aralarına nahoş bir tesadüfle Xavier Red (Jonathan Scaech) de katılınca Amerikan Bayrağı'nın renkleri tamamlanmış oluyor (karakterlerin soyadlarına dikkat: mavi, beyaz, kırmızı) ve geleceği belirsiz üç genç "cehennem"de bir yolculuğa çıkıyorlar. Nereye gitseler bela başlarından eksik olmuyor. Yaptıkları her alışveriş, cehennem metaforunu aklımıza getirecek şekilde 6 dolar 66 cent tutuyor. Saldırgan tezgahtarlar, Amy'yi tanıdığını iddia eden bir takım garip insanlar onlar için sürekli bir tehdit oluşturuyor. Üç kafadar onlardan kurtulmaya çalışırken arkalarında bolca kan ve ceset bırakıyorlar. Böylece "cennet"i bulma umudundaki gençlerin cehennemdeki yolculuğu bir kısır döngü içerisinde belirsizliğe doğru uzanıyor. Ülkemizde Kıyamet Kuşağı ismiyle izlediğimiz filmin orjinal adı The Doom Generation. Kayıp Kuşak, X Kuşak gibi kavramların zihinlerce iyice yer edinmesini sağlayan başlıca filmler arasında yer alıyor. Herkesin sevebileceği türden bir film olmasa da izlenmesi gereken filmler listesinde yer alıyor..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder