Sinema Sohbeti

26 Aralık 2010 Pazar

Mickey Rourke

Mickey Rourke...
Ya da Bukowski'nin deyimiyle "Bay Hoş Tebessüm"...

Alan Parker başlığı altında daha dün yazdık kendisi hakkında bir şeyler. Bence kariyerinin en iyi performansı "Angel Heart"daki oyunudur.
Amelie de "bir kariyerden söz edilebilirse" diye eklemiş ki, bence çok haklı.

Oynadığı filmlerde çoğu zaman vasatın üzerine çıkamamıştır bence, oysa fizik olarak büyük avantajları olan bir tiptir. Hüzünlü bir serseridir o... Bakışlarının arkasında çok şeyler gizlidir sanki, derbederdir...

Her zaman kadınların onu anlamasına, teselli etmesine, hayatını düzene sokmasına ihtiyacı olan hoş bir erkek havası vardır. Bunu başarabilen kadını adeta olağanüstü güzellikler bekler... Kolay değildir bu adamı acılarından kurtarmak, ancak karşılığında elde edilecek ödül "çok büyük" gibidir...

Doğanın kanunudur bu, her türün erkeğinin, dişisini tavlamak için binlerce yıldır geliştirdiği yöntemler vardır, kimi tüyleriyle, kimi renkleriyle, kimi çıkardığı seslerle cezbeder dişisini... İnsan türünün erkeği de böyle cezbeder. Umursamaz gibi görünen ancak çok şey vaad eden bir görünüş... İçinde "anaç"lık da barındıran kadın yüreği dayanamaz böyle tiplere... Mickey Rourke da bu yazdıklarımın tam bir bileşkesi, adeta prototipidir...
Popüler olduğu dönemlerde çok kadının hayallerini süslemiş, çok erkeğin sokaklarda kirli sakallar, üzerlerinden dökülen elbiseler, yağlı, pis ve biryantinli saçlarla dolaşmasına sebep olmuştur... 

Bazı performanslarında göz kamaştırıcı "an"ları vardır, o zaman anlarız ki aslında boş değildir kesinlikle, bir şeyler vardır Rourke'da... ama saman alevi gibi parlayıp söner, bunu istikrarlı bir şekilde filmin geneline taşıyamaz.
Zaten özel yaşamı da böyle değil midir? Film setlerinden, boks ringlerine, oradan batakhanelere savrulur durur...
Sinema kariyerinin en ümit vaadeden yıllarını bozuk para gibi harcamıştır, tabii ki parasını-pulunu da... bir şeyler arar, ne aradığını kendisi de bilmez gibidir.
Yaşamını hiçbir şeye adamamıştır. Belki sinemaya adayabilseydi herşey çok farklı olabilirdi.

Şimdi çoğunlukla ikinci sınıf filmlerde ve ikinci sınıf rollerde görürüz onu, o güzel yüz kendisini çoktan terketmiştir, maalesef o "hoş tebessüm" de... 

Bu nedenle Mickey Rourke denildiği zaman gözümüzü gerilere çevirmek zorunda kalırız. Biraz "Rumble Fish", biraz da "Barfly" ve unutulmaz bir "Angel Heart"...

Olsun varsın... ne diyelim...
bu kadarı bile herkese nasip olmaz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aksiyon Filmleri