Sinema Sohbeti

14 Aralık 2010 Salı

Harry Potter ve Sırlar Odası Filminde Yaratıkların Tasarımı

Harry Potter ve Sırlar Odası

Yaratıkların Tasarımı
"Harry Potter ve Sırlar Odası" dünyasında yer alan fantastik yaratıklar, görsel efekt süpervizörleri Jim Mitchell ("Jurassic Park III", "Sleepy Hollow" ve "Mighty Joe Young"), Nick Davis ("Harry Potter ve Felsefe Taşı", "Pluto Nash" ve "Entrapment") ve ILM'in yetenekli sanatçıları tarafından yaratıldı. "Jim ve Nick görsel efektlerin gerçekliğini gerçekten anlayan insanlar. İnsanları daha önce hiç görmedikleri yerlere götürme arzumuzu anlıyorlar ve aynı zamanda gördüklerine mutlaka inandıklarından emin olmak istiyorlar."diyor Chris Columbus.
Mitchell, Davis ve ekibi yaklaşık 950 çekimde görev aldılar. Yarattıkları karakterler arasında Ev Cini Dobby, Basilisk, Cornwall Cinperileri ve de Örümcekler (Aragog hariç) yer almaktadır. "Baştan beri Chris çekimlerde kukla kullanmak istemiyordu. Dobby'nin CGI yardımıyla hareketlendirilmesini istiyordu." diye açıklıyor Davis.
"Dobby filmdeki en önemli karakter. Chris onu da tıpkı diğer oyuncuları yönetebildiği gibi idare etmek istiyordu. Bu da ancak CGI yardımıyla başarıldı." diye ekliyor Mitchell.

"Dobby'nin gerçek bir karaktermiş gibi görünmesini ve seyircilerin onu gördüklerinde aşık olmalarını istedim. Sonuçta Jim ve Nick de böyle özel bir dünyada yaşayan ve hayranlık uyandıran Dobby'i yarattılar." diyor Columbus. Bu büyülü dünyayı yaratmak için yaratık efekt süpervizörü Nick Dudman görsel efekt uzmanlarıyla birlikte filmde görev aldı. Dudman'ın yarattığı karakterler arasında; taşlaşmış insanlar, Anka kuşu Fawkes, Basilisk, adamotları ve ufak bir fil büyüklüğündeki örümcek Aragog yer alıyorlar.
"Aragog'u yaratırken biraz zorlandık. Zira her bir bacağı 18 foot uzunluğunda olan, konuşan ve yürüyen bir örümcek yaratmamız gerekiyordu. Örümceğin her bir bacağı farklı ekip üyeleri tarafından hareket ettirildi. Ayrıca birçok video kamera ve bilgisayar da kullanılarak örümceğe gerçekmiş görüntüsü verildi. Örümcek yaklaşık üç çeyrek ton ağırlığındaydı." diye açıklıyor Dudman.
"Nick Dudman ve ekibi Aragog'u yaratırken harika bir iş çıkardılar. Filmde örümceklerin yer aldığı sahneler oldukça korkutucu ve ben de bundan çok memnunum." diyor Columbus.


Gerçekten Aragog'un korkunç bir görüntüsü vardı. "Örümcek ile yapacağımız ilk çekimler için Rupert'la bir araya geldiğimizde bu dev örümcek bize sanki gerçekmiş gibi gözüktü ve ikimiz de çok korktuk." diyor Daniel Radcliffe. Columbus filmle ilgili sadece görsel ve özel efektlere güvenmediğini, aynı zamanda konunun geçtiği mekanların da çok önemli olduğunu vurguluyor. "Görsel açıdan arka planda kalan yerler de dikkatle düşünülüp planlanmalıydı. Bu yüzden de ışık konusu çok önemliydi. Örneğin Quidditch Stadyumu'ndaki maçta oyuncuların hareketlerini ve hızlarını çok iyi ayarlamalıydık. Zira bu oyunu daha sert ve heyecanlı bir hale getirecekti." diyor Columbus.
Odanın Ardındaki Sırlar
Filmde yapım tasarımcısı olarak görev yapan Stuart Craig ("The English Patient", "Dangerous Liaisons" ve "Ghandi") "Harry Potter ve Felsefe Taşı" adlı filmdeki çalışmasıyla hem Akademi hem de BAFTA ödüllerine aday gösterildi. "İkinci film olan "Sırlar Odası"nın hazırlık çalışmalarına daha birincisi çekilirken başladık. Bu da bize Dumbledore'un ofis ve Lockhart'ın sınıfı gibi mekanları nasıl değiştirebileceğimiz ve farklı bir görünüm verebileceğimiz konusunda yardımcı oldu." diyor Stuart Craig.

Yapım ekibi "Harry Potter ve Felsefe Taşı" filminin çekildiği pek çok mekanı dolaştı. Fakat çekimlerinin çoğu yine Leavesden film stüdyolarında gerçekleştirildi. Filme adını veren ve bugüne kadar kurulan en büyük Harry Potter seti olan "Oda" , Büyük Salon'u da geride bırakarak, 250 x 120 feet, koridorlar 140 x 40 feet boyutlarındaydı.
"J.K. Rowling'in kitabında açıkça belirttiği gibi 'Oda' oldukça yüksek ve derinliği olan bir yer. Eskiden bir uçak fabrikası olan Leavesden'in yüksekliği sadece 28 feet idi. Aslında istediğimiz derinlik ve yükseklik görüntüsünü görsel efektlerle elde edebilirdik. Fakat onun yerine odaya derinlik görüntüsü vermek için odanın zeminini eğimli bir hale getirdik.Böylece oda sanki yüzlerce feet yüksekliğindeymiş gibi bir görüntü elde ettik. Zeminin altındaki su seviyesi aslında sadece 30 cm. derinliğindeydi. Suya siyah bir renk vererek bu derinlik görüntüsünü daha da güçlendirdik." diyor Craig.
Craig ve ekibi, Sırlar Odası, Gilderoy Lockhart'ın sınıfı ve Profesör Dumbledore'un ofisini dizayn edip sete inşa ettiler ve içini döşediler. Ayrıca Weasley'lerin evi, Kovuk, sera, hastane, sayısız koridor, Knockturn Yolu ve kız öğrencilerin banyosu gibi mekanları da yine aynı ekip planlayıp hazırladı. Tüm bu işler için 300 işçi, 25 sanat yönetmeni, 4 heykeltraş, 4 eşya görevlisi, 2 manzara resmi çizen ressam, 5 portre çizen ressam ve birçok uzman birlikte çalıştı.

"Örümceklerin ortaya çıktığı sahnelerdeki mekanları yaratmak oldukça zordu. Zira bu yerler gerçek mekanlar değildi. Bu yerler tamamen organik bir yapıda olan büyük bir heykele benziyordu. Belli bir yapının olmadığı bir mekan yaratmak gerçekten de çok zordu. Seti düzenleyerek ona bir anfitiyatro havası verdim. Çocuklar buradan yürüyerek geçerken dört bir yandan örümcekler çıkıyor ve çocuklara tuzak kuruyorlar. Sete ağaç kökleri yerleştirerek örümceklerin yaşadıkları doğal ortamı yaratmaya çalıştık." diyor Craig.
Craig ve ekibi aynı tür zorlukları "Şamarcı Söğüt" adlı büyülü ağacı yaratırken de yaşadılar. Filmde Harry ve Ron uçan arabayla bu ağacın dallarına zorunlu iniş yaptıklarında ağaç onlara saldırır. "Uçan bir arabanın bir ağacın dallarına konması, daha sonra da dallardan düşerek ağaç tarafından saldırıya uğramaları ancak bilgisayar yardımıyla elde edilebilecek görüntüler diye düşünüyordum. Fakat biz daha farklı birşey yaptık. Sanat departmanı, görsel ve özel efekt ekibiyle çalışarak 85 feet yüksekliğinde kocaman bir ağaç inşa ettik." diyor Craig.
Mavi renkli uçan araba Ford Anglia özel efekt uzmanı John Richardson ve ekibi tarafından yaratıldı. "Film için farklı sahnelerde kullanabileceğimiz toplam 14 arabaya ihtiyacımız vardı." diyor. Eski model Ford Anglia bulmak için İngiltere'de araştırmalar yapan Richardson, "Arabaların çoğu yola çaıkabilecek durumda değildi ve zaten hurdaya çıkacak durumda oldukları içim antika arabalara zarar vermemiş olduk." diye ekliyor.

Daniel Radcliffe için uçan arabayla çekilen sahneler ve arabayla 'Şamarcı Söğüt' isimli büyülü ağaca çarptıkları sahne filmde en sevdiği bölümler. "Çekimlerde uçan arabaya binmek lunaparkta olmaya benziyordu. Özellikle büyülü ağacın dalları camdan içeri girip Rupert'la birbirimizden ayrılmamıza sebep olduğu sahne muhteşemdi. Öyle çok güldük ki bir daha hiç susmayacağımızı sandım." diyor Radcliffe.
Daha Karanlık Bir Ton ve Renkli Yetenekler...
Harry Potter'in ilk filminde çalışan kamera arkası ekibinin çoğu ikinci filmde de görev aldı. Fakat ekibe yeni katılanlar da vardı. "Iris", "Chocolat" ve "The End of the Affair" filmlerinde sinematograf olarak görev alan, hem Akademi, hem de BAFTA ödüllerine aday gösterilen Roger Pratt ikinci filmde ekibe katıldı. "Harry Potter ve Felsefe Taşı" filminde görüntü yönetmenliği yapan John Seale bu görevi ikinci filmde Roger Pratt'e devretti. İlk film olan "Felsefe Taşı"nda hazırladığı kostümlerle Oscar ve BAFTA ödüllerine aday gösterilen Judianna Makovsky "Sırlar Odası" adlı ikinci filmde bu görevi Akademi ödüllü kostüm tasarımcısı Lindy Hemming'e bıraktı. Hemming daha önce "Four Weddings and a Funeral-Dört Nikah Bir Cenaze" , "Topsy Turvy" ve "Funny Bones" adlı filmlerde görev aldı.

Yönetmen Chris Columbus ve yapımcı David Heyman "Sırlar Odası"nda görüntü yönetmenliği görevini Roger Pratt'e verdiler, çünkü ikinci filmdeki görüntülerin ilk filme nazaran daha karanlık ve gizemli bir hava yansıtmasını istiyorlardı. "Bu filmde ışık olayına farklı bir boyut kazandırdık. Hogwarts kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalınca olaylar karanlık bir boyuta doğru sürükleniyor. Bu çekimlerin yapıldığı mekanların daha karanlık ve korkutucu olmasını istedik. Öyle ki seyirci filmi izlerken gölgelerin arasından nelerin ortaya çıkabileceğini tahmin edemesin istedik. Roger birkaç kamera hareketiyle istediğimiz bu atmosferi filme yansıttı." diyor Columbus.
"Bizim için önemli olan şey ilk filmdeki ana unsurların ikinci filmde de yer almasıydı.Fakat ikinci film de kendi içinde farklı olmalıydı. İşte Roger bu noktada devreye girdi ve 'Sırlar Odası'nı daha karanlık bir atmosferde yansıttı." diyor Heyman .
Bu arada Lindy Hemming'in yeni filmdeki karakterlerin kıyafetleri ve nasıl göründükleri konusundaki büyük payı da inkar edilemez bir gerçektir. "İkinci filmdeki birçok karakterin nasıl görünmeleri ve ne giymeleri gerektiği zaten ilk filmde belirlenmişti. Bu yüzden de çoğu karakterin gardrobu hazırdı .Benim asıl işim Gilderoy Lockhart, Lucius Malfoy, Mızmız Myrtle, Profesör Sprout, Madam Pince, Madam Pomfrey ve Mr. Weasley karakterlerinin kıyafetlerini hazırlamaktı. Buna ek olarak filmdeki Diagon Yolu'nda yaşayan birçok karakterin kıyafetlerini hazırlayan yardımcı tasarımcı Michael O'Connor'ın da hakkını vermek lazım." diyor Hemming.

Gilderoy Lockhart'ın kıyafetlerini hazırlamak, Hemming için çok eğlenceli bir iş oldu. "Lockhart tamamen kendini beğenmiş ve 'Ben' merkezli bir insan. Dış görünüşü ve kıyafetleri onun için herşey demek. Diğer karakterler filmde hep koyu ve cansız renklerde kıyafetler giyerken durum Lockhart için tam tersiydi. Lockhart için yeşil, mavi, kırmızı ve hatta altın sarısı kıyafetler hazırladık." diyor Hemming.
"Chris Columbus ve Lindy'nin Lockhart'ın nasıl görünmesi gerektiği konusunda oldukça net fikirleri vardı. Ve bu karakter yardımıyla filme renkli bir boyut kazandırdılar. Her sahnede farklı bir kıyafet giyen Lockhart tıpkı bir tavuskuşuna benziyor. Tabii saçını da unutmamak gerek!" diyor Branagh.
Hemming, Jason Isaacs'in canlandırdığı Lucius Malfoy karakterinin filmde giyeceği kıyafetleri de itinayla hazırladı. "Büyücü hükümetinde önemli bir yere sahip olan Lucius'un gardrobunda çizgili bir takım elbise mutlaka bulundurmamız gerekiyordu. Kocaman bir evde yaşayan aristokrat biri olan Lucius'un sahip olduğu herşey nesillerden nesillere aktarılarak ailesinden kendisine kalmıştı. Bu yüzden Lucius'un kıyafetlerinin bu eskilik duygusunu yansıtmasını istedim. Üzerine kürk giyen Lucius elinde yılan kafası şekli olan bir asa taşıyor ve kendini herkesten daha üstün görüyor." diyor Isaacs.

Büyülü Bir Yolculuk...
"Harry Potter ve Felsefe Taşı"nda yer alan arkadaşlık, keşif, bilgi, büyü ve maceranın daha da fazlasını ikinci film olan 'Sırlar Odası"nda bulabilirsiniz. Öyle ki filmi izleyenler uzun bir süre etkisinden kurtulamayacaklar. "Bu tecrübeyi hiçbir şeye değişmezdim. Her dakikası heyecan doluydu. Çekimler sırasında büyüdüğümü ve olgunlaştığımı hissettim. Aslında bence bu filmde görev alan herkes, yetişkinler bile büyüyüp olgunlaştılar. Özellikle Emma ve Rupert'la kurduğumuz dostluk asla bitmeyecek." diyor Daniel Radcliffe. 'Sırlar Odası' ilk filmle kıyaslandığında daha korkutucu ve daha heyecanlı. Eğer ilk filmi sevdiyseniz, kesinlikle ikincisine de bayılacaksınız!" diye özetliyor Chris Columbus.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aksiyon Filmleri