Sinema Sohbeti

25 Aralık 2010 Cumartesi

Türk Sinemasında Eleştiri

Yurdumuzda film eleştirisi 1918 yılında başlamıştır. Yani sinemanın icadından (1895) 33, ilk Türk filminin çevrilişinden de (Ayestefenostaki Rus Abidesi'nin Yıkılışı-1914) 4 yıl sonra...

İlk sinema yazarları eleştiri türüyle işe başlamışlardır. 1918'in genç bir tiyatrocusu olan Muhsin Ertuğrul, kendisinden daha genç bir yönetmenin (Sedat Simavi) ilk filmi için (Pençe-1917) Temaşa adlı tiyatro dergisine bir yazmıştır. Zehir zemberek bir yazıdır bu. M.Ertuğrul, Berlin'de edindiği sinema bilgilerinin ışığında Pençe filmini yerden yere çalar. Bu eleştirinin, filmi yapan Müdafaa-i Milliye Cemiyeti nezdinde tepkileri büyük olmuştur.

Muhsin Ertuğrul, Temaşa'da sinema konusundaki çeşitli yazılarına devam ederken, arada İ.Galip (Arcan) ve K.R rumuzlu bir yazar da o sırada yapılan birkaç yerli filmi eleştiren yazılar yayınlayarak, ilk eleştirmeciler kervanına katılmış olurlar.

Bu çalışmalar devam ederken, 1922 yılında Dergah dergisinde sinema eleştirilerine yer verilmeye başlanır. Devrin ünlü bir edebiyat dergisi olan Dergah'taki sinema eleştirilerini derginin editörü Mustafa Nihat Özon yazmaktadır. Aynı yıllarda mesleğe fotoğraf yönetmeni olarak başlamış olan Burhan Felek de sinema yazıları yazmaktadır.

1929, yılında Sabiha Zekeriya, Sinema gazetesi adıyla bir haftalık yayınlamaya başlar. Bu dergide dünya sinema haberlerine geniş yer verilmekte, ayrıca imzasız film eleştirmeleri yapılmaktadır. Fikret Adil de Vakit gazetesinde film eleştirileri yazmaktadır.

İlk film yapımcılarımızdan Sedat Simavi de 1931 yılında bir kitap yazarak (Sesli, Sessiz ve Renkli Sinema) geniş okur kitlelerine bu konuda teknik ve estetik bilgiler ulaştırmaya çalışmaktadır.

Yirminci yüzyılın sanatı yurdumuzda seyirci yığınlarını kendine çektikçe, sinema dergilerine olan ilgide artmaktadır. Birbiri ardınan magazin tipli dergiler yayınlanmaya başlamaktadır. Bunlardan biri olan "Sinema Objektifi"nde Cihat Kentmen düzenli olarak film eleştirileri yazmaktadır.

Okur ve seyircinin ilgisinden en çok faydalanan ve yayın hayatını en çok sürdürebilen "Yıldız", 1938 yılında çıkmaya başlar. Yıldız dergisi, sinema meselelerini oldukça hafifleten imzalı imzasız birçok yazılar yayınlamakta, bazı yeni imzaları da okurlara tanıtmaktadır: Rakım Çalapala, Cemil Cahit Cem, Sezai Solelli, Baha Gelenbevi.

Bu yazarlarla 1942 yılına kadar gelinmiş, fakat henüz ciddi çalışmalara rastlanması 1950'ye kadar mümkün olmamıştır.1950 yılına kadar dergi ve gazetelerdeki sinema yazıları daha çok 'magazin yazısı' şeklindedir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aksiyon Filmleri