Sinema Sohbeti

16 Ekim 2011 Pazar

Howard'ların Sonu Filmi

Film, yüzyıl başı İngiltere'sinde geçiyor..
Ivory ve senaryo yazarı R.P.Jhabwala, döneme nostaljik bir bakış açısıyla değil, belirli bir tarihsel perspektifle bakmayı de-nemişler. Sınıf ilişkilerinin katılığı, işsizlik, dönemin ahlaki yapısı, erkeğin aile ve toplumdaki kesin hakimiyeti ve her şeyden önce, kadının erkek karşısında kendi kimliğini bulmaya çalışması... Bu bağlamda bakıldığında "Howards End", kadının tarafını tutan ve kendi içinde ahlaki bir tartışmayı sürdüren, bu tartışmada da burjuva ahlakını sapına kadar yargılayan çok incelikli sahnelere, diyaloglara sahip bir film.
Bu arada bir şeyin altını mutlaka çizmek gerek. Ivory, çok sağlam bir oyuncu yönetmeni, oyunculardan çok iyi performanslar elde ediyor. Özellikle Emma Thompson, Anthony Hopkins ve Vanessa Redgrave, karakterlerin içine öylesine iyi nüfuz etmişler ki, oyunculuktaki bu soğukkanlı İngiliz ekolüne hayran olmamak elde değil...
Ayrıca Ivory iyi bir hikaye anlatıcısı. İlkyarıda bütün karakterleri sakin ve ağır bir biçimde tanıttıktan sonra, ikinci yarı filmin temposunu çok yerinde bir biçimde hızlandırıyor. Fakat bu temponun yükselmesi, hikayenin çok iyi anlatılmasından ve karakterler arası gerilimlerin çok iyi işlenmiş olmasından kaynaklanıyor.
http://feeds2.feedburner.com/sinemadunyasi http://twitter.com/Emineoban4 

9 Ekim 2011 Pazar

Aksiyon Filmlerinin Yükselen İsmi Dominic Purcell

Doğum adı Dominic Haakon Myrtvedt Purcell olan oyuncu, 17 Şubat 1970 yılıında İngiltere de dünyaya gelmiştir. Bir süre Merseyside şehrinde yaşantısını sürdüren başarılı oyuncu 5 tane kardeşin en büyüğüdür. İlk olarak ismini duyurmaya başladığı Fox televizyonlarında John Doe karakteriyle dikkat çekmiştir. Ancak tam olarak yıldızının parlaması, Prison Break dizisindeki Lincoln Burrows karakteri ile olmuştur. Dizi dünya çapında izleme rekorları kırarak, her bir bölümü aranır ve defalarca izlenir hale gelmiştir.

Bu başarılı dizi maratonu ardından 2000 senesinde Ulrich karakteri ile Görevimiz Tehlike 2 filminde rol almıştır. Ardından 2002 senesinde Equilibrium'da Seamus, 2003 Visitors filminde Luke karakterleri ile sinemada kariyerini devam ettirmiştir. Tekrar gündeme gelmesini sağlayan film iste herkesin yakından bildiği 2004 yapımı Blade – Trinity filmi ile olmuştur. Dominic aynı zamanda bu filmleri çekerken 2005 ve 2009 seneleri arasında Prison Break dizisine devam etmiştir. Ardından bir süre beyaz perdeye ve dizi çekimlerine ara veren oyuncunun 4 tane çocuğu bulunmaktadır.

25 Eylül 2011 Pazar

Andrina Filmi 1981

Yönetmen: Bill Forsyth
Senaryo: Bill Forsyth. George Mackay Brown (Hikaye).
Oyuncular: Cyril Cusack. Wendy Jane Morgan. Sandra Voe.

Filmin Konusu: Andrina hakkında, BBC televizyonunda gösterilmiş olduğu ve o zamandan beri hiç görülmediği dışında çok az şey bilinir. Forsyth filmografisinden bir filmin kaybolması acı verici biçimde hüzünlüdür. Anlaşılması daha da güç olan, filmin BBC'ye ait olduğu ve filmi hemen yarm piyasaya sunabilecek olmalarıdır. Başrol oyuncusu Wendy Jane Morgan bile sinema ve televizyon dünyasından yok olmuştur; Andrina onun tek filmidir. Filmi tekrar seyretmekten samimiyetle çok mutlu olurdum.

24 Eylül 2011 Cumartesi

Rod Steiger

Biyografik rolleri oynamaya eğilimliyken (Al Capone, Mussolini, W.C. Fields, Napoleon) George C.Scott'm oynayıp Akademi Ödülü kazandığı General Patton rolünü geri çevirmişti. Patlamaya hazır konuşması fark edilmesini sağ-lamışür ve bunun en iyi örneği The Big Knife (Büyük Bıçak) filminde canlandırdığı film yapımcısı karakteridir. On the Wa-terjront filminde Brando ile oynama şansını yakaladı, ama bir-likte bir takside oldukları meşhur sahnede, Marlon Brando orada değildi, psikiyatrı ile randevusu olduğu için setten erken ayrılmıştı. Sahnenin çekim sırası geldiğinde filmin yönet-meni Elia Kazan, Brando'nun yerine geçmiş, böylece Steiger'in konuşmasını yapabileceği biri olmuştu.

Steiger bazı ilginç ve çelişkili rolleri oynamaya devam etti: No Way to Treat a Lady filminde bir seri katil, The Pawnbroker (Tefeci) filminde zulme uğrayan Yahudi dükkan sahibi, Sergio ,Leone'nin A Fistful of Dynamite (Yabandan Gelen Adam) filminde haydut rollerini oynadı. Ve Fred Zinnemann'm Oklahoma filminde Steiger'e Judy Fry rolünde şarkı söyleme fırsatı sunuldu.

Happy Birthday, Wanda June

Harold Ryan, yedi yıl sınırlarda yaşadıktan sonra Amazon'daki ailesinin yanına döner. Ryan'ın karısı Penelope, kocasınm olmadığı bu yıllar boyunca çocukları Paul'u (Steven Paul) yetiştirmekle uğraşmış, yörenin doktoru Wood-ley ve elektrikli süpürge satıcısı Herb Shuttle'ın tutkulu ilgilerinden kendini korumaya çalışmıştır. Ryan, adamlara dayılanarak unuttuğu ailesinin sorumluluğunu almaya çalışır ama karısının artık bıraktığı kişi olmadığını anlar; karısı artık düşünen, zeki birisidir ve ona olan sevgisi devam etmektedir.

Film oldukça abartılı ama çatışmalar ve oyunculuklar, özellikle Susannah York'un oyunculuğu mükemmel. Karakterlerin hepsi kendi travmalarını pimi çekilmeye hazır bir el bombası gibi taşıyorlar. Steiger'in canlandırdığı karakter patlamadan sadece birkaç santim uzak olsa da, William Hickey'in canlandırdığı Harper infilak etmeye hazır: Hiroşima'ya son bombayı atan kişi o.

Yönetmen Andrew V. McLaglen

Aktör Victor McLaglen'in oğlu, asıl olarak western filmlerinin yönetmeni, ustalığmı televizyonda-ki Have Gun vVill Travel, Rawhide ve Gunsmoke dizileriyle kazandı. Wayne ve Stewart'ın Chisum (Ben İstersem Yaşarsın) ve Shenandoah (Şerefli Kahramanlar) gibi filmlerini yöneterek birçok başarı sağladı. Ama en büyük gişe başarısı sağlayan işi, atını serbest bırakıp Richard Burton ve Roger Moore ile çektiği savaş filmi The Wild Geese (Yaban Kazları)'dir. İki metrenin üzerindeki boyuyla çok etkileyiciydi.

Fools' Parade

Mattie Appleyard (Slewart)'ın liderliğindeki mahkumlar, Mattie'nin birikmiş parasının yarımı ve Lee'nin bir bakkal dükkanı açma sevdasıyla yeni bir hayata başlamak üzere hapisten çıkarlar. Mattie'nin parasını çalmak isteyen eski gardiyanları 'Doc' Council (Kennedy) peşlerindedir. Batı Virginia'da Moundsville kasabasında, kasaba halkı üçlünün doğru yolu seçme şansının önüne çıkar. Yine de Mattie ve arkadaşları kasabanın randevu evinin sahibi Cleo (Baxter) ile dostluk kurarlar.
Mattie'nin cam gözleri o kadar rahatsızlık vericiydi ki, Jimmy Stewart çekimlerde ancak 20 dakika taktıktan sonra çıkarmak zorunda kahyordu. Filmin gösterime girmesini engelleyen Anne Baxter'la ilgili bir miras konusu hakkında yargı kararı gibi görünüyor.

Aksiyon Filmleri